English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

9 Ekim 2011 Pazar

Zombiler bilimi ele geçirdi!




Bilim dünyasına bir şeyler oluyor. Otoriteler ciddi ciddi zombi istilasından söz ediyor, üniversite hocaları zombi beynini araştırıyor, matematikçiler yeni modellemeler oluşturuyor. Pozitif bilimde zombilere yer olabilir mi? Harvardlı ‘zombi otoritesi’ Dr. Steven Schlozman, tıbbi bilim kurgu romanı ‘Zombi Otopsileri’ni Tempo’ya anlattı. Biz de böylece, bu fantastik yaratıkların bilimle nasıl yan yana geldiğini öğrendik.
ÖZLEM SOĞUKDERE-Tempo


Günün birinde önü alınamaz bir salgın başlayabilir; deprem, yaşadığımız şehri dümdüz edebilir, dünyaya göktaşı çarpabilir. Ya da bakarsınız, zombiler kapımıza dayanır. Bunlar bizim tatsız senaryolarımız değil. Atlanta’daki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) böyle söylüyor.

Geçtiğimiz temmuz ayında, kurumun internet sitesinin bloğunda direktör Ali S. Khan imzasıyla yayınlanan yazı, CDC’nin kuş gribi ve kasırgalar kadar ciddi(!) bir başka gündemi olduğunu ortaya çıkardı. Khan, “Her türlü acil duruma, hatta zombi istilasına karşı bile hazırlıklı olabiliriz. Evet, doğru okudunuz; ‘zombi istilası’. Şu an gülüyor olabilirsiniz ama bu, bir gün gerçekleşirse, ‘İyi ki o yazıyı okumuşum’ diyeceksiniz. Hem bakarsınız, gerçek bir acil durumla karşı karşıya kaldığınızda ne yapmanız gerektiğine dair bir - iki şey de öğrenirsiniz” diyordu.

Bristol da eylem planı hazırlamış

Bir bilim adamı için fazlasıyla sıradışı olan açıklama, hedefi 12’den vurdu. Blog yazıları normalde bin-3 bin arası tık alırken, Khan’ın yazısı tam 60 bin kez tıklandı. Sayfa çöktü ve yazı Twitter’da ‘trending topic’ oldu. Tüm bunlar, zombilerin, özellikle de genç kuşağın ilgisini paratoner gibi çektiğini gösterdi. Esasında Khan, bu esprili açıklamayı, yaklaşan kasırga sezonunu hatırlatmak için yapmıştı. Yazı da, amacına uygun olarak, olası bir felaket öncesi ve sonrası izlememiz gereken yolu anlatıyordu.

Bir başka şaşırtıcı haber de İngiltere’den geldi. Meraklı bir İngiliz, Britsol kenti belediyesine gönderdiği e-postada, “Yarın öbür gün zombiler kentimizi istila etse ne yapacağız?” diye soruyordu. Cevap, tatminkâr olmanın ötesinde, hayret vericiydi. Zira, Bristol Belediye Meclisi ‘Zombilere Müdahale Acil Eylem Planı’ hazırlamıştı. Planda, en iyi zombi öldürme tekniğinin ‘kafayı vücuttan ayırmak’ olduğu belirtiliyor ve “Saldırgan olurlar, silahınız yoksa yanaşmayın” gibi uyarılar yer alıyordu. Kentteki tehlikeli alanlar ve istilanın evreleri bile düşünülmüştü.

Öyle görünüyor ki, popüler kültürün bu kana susamış karakterleri, sıradan vatandaştan bilim otoritelerine, hepimizin ilgisini çekmeyi başarıyor. Harvardlı Dr. Steven Schlozman da, zombilerin yarattığı etkiyi çoktan keşfetmiş. Derslerinde, genç tıp öğrencileriyle zombilerden konuşuyor. Yaşayan ölüleri, gerçek dünyadaki sağlık sorunlarına dikkat çekmenin bir yolu olarak görüyor. Zombileri, prototip olarak kullanıp, virüsler beyni nasıl tahrip ediyor, küresel salgınlar nasıl kaos ve korku yaratıyor, insanlar çok bulaşıcı ve tedavisi olmayan ölümcül bir hastalığa yakalanırsa neler yapılmalı, insan ve zombi beyni arasındaki farklar nelerdir gibi sorulara cevap arıyor.

Unvanı ‘Doktor Zombi’. Hatta, CNN bile ondan ‘zombi uzmanı’ diye söz ediyor. Ama aklınıza ‘çatlak’ bilim adamı tiplemesi gelmesin. Şu havalı unvanlarına bakın: Harvard Tıp Okulu Psikiyatri Bölümü’nde doçent ve yönetici, Massachusetts Genel Hastanesi ve McLean Hastanesi’nde Çocuk ve Adölesan Psikiyatrisi Bölümü Yöneticisi.

Zombilere ilgisini, tıbbi bilim-kurgu yazmaya kadar götürmüş. İlk romanı ‘Zombi Otopsileri’nde, havada dolaşıp insanları zombiye çeviren tehlikeli bir virüsü anlatıyor ve ortaya kıyamet senaryosu çıkarıyor. New York Times, kitaba ilişkin eleştirisinde, “İnsanlığın yaşayan ölülere karşı yeni bir silahı var. Bu silahın adı da Steven Schlozman!” diyor. Hâlâ, “Bilim bunun neresinde?” diye soruyorsanız, cevap röportajımızda.

Zombiler bize ne anlatıyor?

Kitabınız ‘Zombi Otopsileri’, sadece eğlenceli vakit geçirmemiz için mi? Ne kadarı eğlence, ne kadarı bilim?
Bu kitabı okuyarak, kesinlikle bilim öğrenebileceğinizi umuyorum. Bu, birincil amaç. Evet, hepimiz bunun kurgu olduğunu biliyoruz, ama mantıklı hikâyeler her zaman gerçeklerin etrafında dans eder. Bu kitapta; fonksiyonel nörobiyoloji, salgınlar ve insanın korku ve meydan okumaya verdiği reaksiyonlarla ilgili bilgileri görebilirsiniz. Kitabın kahramanının vazgeçme konusundaki gönülsüzlüğüyle de, insanların gerçekten özel olduğunu gösterebilmeyi umuyorum.

KLASİK ZOMBİ FİLMLERİNDE, İNSANLAR ZOMBİLER tarafından ısırılır ve YAŞAYAN ÖLÜ (ZOMBİ) OLUR. İNSANİ ÖZELLİKLERİNİ YİTİRİP, kana SUSAMIŞ YARATIKlar HALİNE GELİR. siz, BİR BİLİM ADAMI OLARAK, ZOMBİLERİ ne şekilde ele alıyorsunuz?
Benim hikâyemde, insanlar bulaşıcı bir virüs sonucu zombi oluyor. Bildiğimiz zombilerden farklı olarak burunları akıyor ve öksürüyorlar.

nasıl bir virüs bu?
Aynı nezle gibi, basit bir hapşırıkla geçebiliyor. Kötü niyetli kişiler tarafından genetik mühendislerine ürettiriliyor. Havada geziniyor ve ‘prion’ (ölümcül beyin hasarı yaratan proteinler. Deli dana hastalığının da sebebi) öğeleri taşıyor. Enfeksiyon, beynin en önemli bölgelerini kemirmeye başlıyor. İlk olarak amygdala’yı (duygusal beyin) hedef alıyor. Aynı zamanda, beynin doyma hissini sağlayan noktalarına (ventromedial hipotalamus) zarar veriyor. Beynin, problem çözmeden sorumlu ön loblarını yiyor.

VİRÜSLE BULAŞAN ZOMBİLİK, GERÇEK HAYATTAKİ SALGIN hastalıkları sembolize ediyor, DEĞİL Mİ?

Evet. Bu örnekte, virüs insanı zombi yapıyor. Beyne yaptıklarının sonucu olarak, zombiler karmaşık kararlar veremiyor. Beyincikteki sorundan ötürü doğru düzgün yürüyemiyor. Ve anlaşılamaz şekilde, insan eti yeme isteği duyuyor. Sarhoş birer timsah gibiler. Akıllı değiller, kim ya da ne olduklarını bilmiyorlar. Virüs, diğer hastalıklara karşı korumayı da yok ediyor ve taşıyıcı, virüsü başkalarına yayma isteğine kapılıyor. (ANSD enfeksiyonu - Zombiizm). Kitapta, Dünya Sağlık Örgütü sınıflandırmaları da var. Hastalık dört aşamada görülüyor. (Schlozman’ın kitabında, bir grup din adamı, hastalığın dördüncü aşamasına geçenleri, ‘ölü’ olarak kabul etme kararı alıyor. Bu, yok etmeye onay anlamına geliyor. Peki, bir zombiyi nasıl öldürürsünüz? Birçok romanda başlarından vurulmaları gerektiği söyleniyor. Schlozman da aynı şeyi söylüyor; çünkü, beyin hücreleri nefes alma ve kalp atışı gibi en temel fonksiyonları yerine getiriyor.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder